Erdoğandan 2. Oslo Sinyali

Terör örgütüyle Oslo’da yapılan görüşmelerin kesilmesinin nedenini açıklayan Erdoğan, “Görüşmeyi kestik. O sebep de neydi? İletişimdeki samimiyetsizlikti. Tabii bu samimiyet olmayınca ister istemez burada bu işi keselim dedik” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 7 ve Ülke TV’nin ortak yayınında dün akşam soruları yanıtladı. Erdoğan, özetle şunları söyledi:

TERÖR AZALDI: 1992-1993 yıllarında 6 bin 956, 6 bin 596 gibi, terör olaylarının grafiği var. Şimdi bu terör olaylarına baktığımızda, geliyoruz 2012’ye. 2012’de bin 698’e düşüyor. En düşük olduğu yıl ise 2000, 2001, 2002. Burada da bin 381, bin 435, bin 365 eylem sayısı. Bu olaylarla birlikte özellikle şehitlerimizin durumuna baktığımızda, bir de teröristlerin durumuna baktığımızda, ortadaki bir diğer şey de şudur; toplamda 2012 yılı itibarıyla şu anda bizim olay sayısı bin 926 gözüküyor. Toplam şehidimiz 144. Şehit asker sayısı 107, şehit polis sayısı 24, şehit geçici köy korucusu 13, ölen vatandaşımız, şehidimiz 29. Bu arada terörist sayısı ölenlerden 239. Daha önce bireysel hedefler belirlemişti terör örgütü. Şimdiyse bir alan hâkimiyeti tesis etmenin gayreti içerisinde.

OSLO GÖRÜŞMELERİ: İmralı olsun, Oslo olsun bu görüşmeleri biz çok açık net bu adımları attık. Şu anda bu kesilmenin bazı sebepleri oldu. O sebep de neydi? İletişimdeki samimiyetsizlikti. Tabii bu samimiyet olmayınca ister istemez burada bu işi keselim dedik.

CHP’NİN OSLO BELGELERİ: O aslında bir belge değil. Onların hazırlamış olduğu, kendilerine göre bir uydurma kaleme aldıkları 9-10 maddelik bir yazı. Ama bunu belge olarak sundular. Bu, oradaki görüşmelerden de onun içinde yok mudur, vardır tabii. Ama bir evrakın belge olabilmesi için tarafların onun altında imzalarının olması lazım. Biz devlet yönetiyoruz, bakkal dükkanı yönetmiyoruz ki.

YENİ GÖRÜŞME OLABİLİR: Bu konularda tabii BDP’nin bu çağrısını ne denli değerlendiririz, kaale alırız o ayrı bir konu. Benzer çağrıyı biliyorsunuz CHP de yaptı. Meclisin açılmasıyla birlikte ‘gelin, hep beraber haydi bakalım bu taşın altına elimizi koyalım, müşterek olarak arkadaşlar başlasın çalışmaya, ne gerekiyorsa bunu yapalım’çağrısında bulunacağız. Ha bu arada İmralı’yla ilgili görüşmeler yine olabilir. Çünkü farklı farklı şeyler uyduruluyor. Mesela kampanyalardan bir tanesi ‘İmralı öldü, öldürüldü’. Bu tür şeyler var. Dedik ki, ‘Eğer kabul ediyorsa kardeşi oraya gitsin.’ Sonunda kabul edildi ve gitti. Görüştü geldi. Şimdi Demirtaş’ın açıklaması, rahatlaması zaten buradan kaynaklanıyor. Avukatlarını kendisi de kabul etmiyor, zaman zaman bizim de uygun görmediğimiz dönemler oldu. Çünkü dışarıya çok yanlış şekilde görüşmeleri onlar manipüle ederek taşıdılar. Bu tabii bizim bu süreci yani oradan istifade eder değil tam aksine çok daha zarar görür hale getirdi.

Statükoya asla teslim olmadım
Ankaralı yaklaşımının şahsımla hiçbir alakası yok. Ankaralılık statükoya teslimse, Tayyip Erdoğan ve arkadaşları asla statükoya teslim olmaz. Onun için 444 kod bu statükonun değişimidir. Bu atılan adım statükonun değişimidir. Aynı şekilde şu anda üniversitelerdeki gelişmeler, oralardaki huzur, statükonun değişimidir. Biz statükoyu nerede kırdık? Adaya danışmanımızı göndermek suretiyle kırdık. Oslo’ya göndermek suretiyle kırdık.

DOĞALGAZA ZAM SİNYALİ VERDİ
Akaryakıtta fiyatları piyasa belirliyor. Fakat biz 2009’dan itibaren şu andaki yaptığımız zam türü bir zammı yapmadık. Özellikle de doğalgaz noktasında yine sabırlı gittik. Fakat dünyadaki akaryakıta gelen zamlar sebebiyle doğalgaz tabii ciddi manada etkileniyor. Biz tabii doğalgaza da mecburen zammı yapmak durumundayız. Bu zam yapılmadığı takdirde bunların hepsini siz hazineden ödüyorsunuz. Kışa girerken böyle bir adımı doğalgazda atacağız.

TÜSİAD’ı korkutma gibi derdim yok
“Bir hanımefendinin kalkıp da benden korkup korkmamak gibi bir yaklaşım içerisine girmesini doğru bulmam. Kalkıp benim de tabii TÜSİAD’ın başındaki bir hanımefendiyi korkutmak gibi bir derdim yok. Böyle bir seviyesizliğin içerisine de girmem. Bir hanımefendiyi de korkutmak gibi aşağılık bir durumun içine zaten girmem. Benim tavrım kurumsaldır. Kurumsal olarak da bundan sonraki süreçte de kendilerini normalleşme içerisine sokmadıkları takdirde aynen benim bu tavrım devam edecektir” dedi.